İstanbul Yerebatan Sarnıcı tarihi
Mistik havası sayesinde beni büyüleyen Yerebatan Sarnıcı, sıra dışı yapısı ile İstanbul’un en özel mekânlarından bir tanesi. Bizans döneminden günümüze ulaşan en eski ve görkemli yapılar arasında sayılan sarnıçta gezerken hem tarih bilginiz arttırabilir hem de sessiz ortamında huzur bulabilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgi
istanbul Yerebatan Sarnıcı girişi
Yerebatan Sarnıcı girişi oldukça sade.
Yerebatan Sarnıcı, toplam 9.800 metrekarelik alanı kaplıyor. 100.000 tona yakın suyu depolama kapasitesine sahip sarnıcın içine 52 basamaklı, taş merdivenden inilebiliyor. Yapının iç kısmı, her biri 9 metre yüksekliğinde ve birbirlerine 4,80 metre uzaklıkta olan 336 sütun ile desteklenmiş.
Efsanelere konu olan Medusa Başları da dâhil olmak üzere 28’li, 12 sıra halinde yapıya eklenen bu sütunların büyük kısmı o dönemde eski sayılan yapılardan toplanmış.
Mimari açıdan yapıya çeşitlilik katan bu durum nedeniyle yapıyı gezerken Corint ve Dor üslubuna sahip sütun başlarını kolayca fark edebilirsiniz.
Sarnıcın tavan kısmı, ağırlığı taşıyabilmesi için kemerler ile desteklenmiş. Tuğla kullanılarak inşa edilen tabanının ve 4,80 metre kalınlığındaki duvarlarının su geçirmezliğinin sağlanması içinse oldukça kalın bir şekilde Horasan Harcı dökülmüş.
Uzunluğu 140, genişliği 70 metre olan ihtişamlı sarnıç, bulunduğu yerdeki eski dini yapıdan dolayı “Bazilika Sarnıcı” ismiyle de anılıyor.
Türdeşleriyle karşılaştırıldığında devasa sayılabilecek yapıdan bahsedilirken sütunlu yapısından kaynağını alan “Yerebatan Sarayı” adının kullanımı da oldukça yaygın.
Yerebatan Sarnıcı Tarihi
Yerebatan Sarnıcı tarihi
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532 yılında inşa ettirilen sarnıç, Büyük Saray’ın su ihtiyacını karşılamakta kullanılmış.
Yapım sürecinde 7.000 kölenin çalıştırıldığı devasa yapıya su, kente 19 kilometre uzaklıkta yer alan Belgrad Ormanları’ndaki Eğrikapı Su Taksim Merkezi’ne uzanan 2 adet kemer aracılığıyla sağlanmış. Bu kemerlerden İmparator Valens tarafından yaptırılan 971, İmparator Justinianus emriyle inşa edileni 116 metre uzunluğa sahipmiş.
Kent 1453 tarihinde Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra Topkapı Sarayı içerisindeki bahçelerin su ihtiyacının karşılanması için sarnıçtan yararlanılmaya kısa bir süre daha devam edilmiş. Ancak İslami kaidelere ters olduğu düşüncesi Osmanlılar’da yaygın hale gelince yapının kullanılmasından vazgeçilmiş.
Osmanlılar’ın kendi sistemlerini kurmalarının ardından kaderine terk edilen yapının Batılılar arasında ün kazanmasına, 1544-1550 yılları arasında İstanbul’a Bizans kalıntılarını araştırmak üzere gelen Hollandalı P. Gyllius’un keşfi sebep olmuş.
Kâşifin yapı hakkında bilgileri seyahatnamesinde anlatmasının ardından ünü gittikçe artan sarnıç, Osmanlı döneminde 2 büyük tadilat geçirmiş. Bu çalışmaların ilki III. Ahmet’in tahtta olduğu dönemde Kayserili Mehmet Ağa önderliğinde, ikinci çalışma ise II. Abdülhamit zamanında gerçekleştirilmiş.
1955-1960 yılları arasında bölgede yapılan bir inşaat çalışması sırasında meydana gelen kaza sonucu yapının kuzeydoğu duvarından ortasına doğru 8 sütunda kırılma tehlikesi meydana gelmiş. Sütunların kalın beton tabakasıyla kaplanarak sağlamlaştırıldığı bu olayın izleri hala açıkça görülebiliyor.
Günümüzde kültür turlarının uğrak noktası olan sarnıca, yürüme platformları 1987’de belediye bünyesinde gerçekleştirilen temizleme ve restorasyon çalışmaları sırasında eklenmiş. Bu tarihten itibaren halka açılan sarnıçta turların yanı sıra sanatsal etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.
Yerebatan Sarnıcı’nda Görülmesi Gereken Önemli Bölümler
Medusa Başı Yerebatan Sarnıcı
Medusa Başı, Yerebatan Sarnıcı
Sarnıcın en çok ilgi çeken bölümünü, kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altına destek için konmuş Medusa Başları oluşturuyor.
Çeşitli araştırmalara rağmen hangi yapıdan buraya getirildikleri belirlenemeyen bu sütun başlarının zaman içerisinde popülerlikleri arttıkça, haklarında Yunan mitolojisine dayanan efsanelerin oluşturulması da gecikmemiş.
Bu efsanelerin en ünlüsüne göre Medusa simsiyah gözleri, uzun saçları ile antik çağların en güzel kadınlarından birisiymiş. Zeus’un oğlu yarı tanrı Perseus ile aşk yaşayan Medusa, kıskanç Athena tarafından ebedi bir lanete mahkûm edilmiş.
Athena’nın gazabı sonucu güzelliğinden eser kalmayan Medusa’nın uzun saçları yılana dönüşürken, bakışları ona bakmaya cesaret eden erkekleri taşa çevirmeye başlamış.
Yerebatan Sarnıcı fotoğraflar
Bir başka rivayete göreyse Medusa Başları’nın buraya konmasındaki amacın o bölgeyi korumak olduğuna inanılıyor. Hikâyenin bu versiyonunda mitolojik varlığın yer altı dünyasındaki 3 dişi canavardan birisi olduğundan bahsediliyor.
Yerebatan Sarnıcı geziniz sırasında ilginizi çekebileceğini düşündüğüm bir diğer bölümse üzeri çeşitli oyma ve kabartmalarla bezenmiş sütun. Eskiden, üzerinde gözyaşı şeklinde desenler olan bu sütunun yapının inşası sırasında ölen yüzlerce köleyi temsil ettiğine inanılıyormuş.
Yerebatan Sarnıcı Nerede ve Nasıl Gidilir?
Yerebatan Sarnıcı konumu
Bizans mimarisinin en özel örneklerinden birisi olan sarnıç, Sultanahmet Meydanı’nda yer alıyor. Bir yanında Ayasofya Müzesi diğer yanında Sultanahmet Camii bulunan tarihi yapıya ulaşım için en pratik yöntem, Kabataş-Zeytinburnu arasında çalışan tramvayı kullanmak.
Sultan Ahmet Durağı’nda indikten sonra kısa bir yürüyüşün ardından sarnıca ulaşabilirsiniz. Toplu ulaşım araçları kullanmayı tercih edenler için diğer seçeneklerse Eminönü’ne giden belediye otobüsleri ile Marmaray.
Tarihi Yarımada’nın en özgün yapısına gitmek için kendi aracınızı kullanmak isterseniz Topkapı Sarayı veya Eminönü civarındaki otoparklar arasından seçim yapabilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücreti 2018
Kültürel içeriği nedeniyle İstanbul gezilecek yerler listesine alabileceğiniz yapıyı ziyaret etmek isteyen öğrencilerden 5 TL, yetişkinlerden 10 TL talep ediliyor. Yabancı uyruklu gezginlerin ise yapıya giriş yapmak için 20 TL ödemeleri gerekiyor.
Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için tesis Müzekart kapsamı dışında tutuluyor.
Yerebatan Sarnıcı Ziyaret Gün ve Saatleri
Yerebatan Sarnıcı Müzesi, haftanın 7 günü ziyarete açık tutuluyor. 09.00-17.30 saatleri arasında gezebileceğiniz yer altı yapısında ziyareti için tek istisnai uygulama, bayramların 1. günü için geçerli durumda.
Yapı, Ramazan ve Kurban bayramlarının ilk günlerinde, öğlen 13.00’da açılıyor.