İstanbul Tarihi Yarımada Gezilecek Yerler

tarihi yarımada gezilecek yerler

Büyük bir film platosudur İstanbul. Farklı dönemlerde, farklı oyunculara açılır perde! Tarihi Yarımada, çevrilen filmlerin sıkı dekorlarından biridir. Bu büyük dekor; kanla, güneşle, kalabalıkla, tarihsel olaylarla süslenmiştir.

Tarihi Yarımada’nın büyük bir kısmı İstanbul-Fatih ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İstanbul’da gezilecek yerlerin büyük bölümünü oluşturan Tarihi Yarımada’da çoğunlukla Roma ve Bizans İmparatorluklarının eserleri yer alırken, Fatih’in iç kısımları Osmanlı İmparatorluğunun eserleriyle hayat bulmaktadır.

Tarihin derinliklerine indiğimizde, Bizans İmparatoru Konstantin, imparatorluğunun başkenti olarak burayı seçerken, Fatih Sultan Mehmet’e şehrin anahtarı burada verildi. İmparatorlukların görkemi, padişahların saltanatları, isyanların ilk hareketleri Tarihi Yarımada’da başlamıştır. Yüzyıllar boyunca, imparatorlar, krallar ve dünya milletleri hep burayı düşlemiştir.

sultanahmet gezilecek yerler
Sultanahmet Camii ve çevresi Tarihi Yarımada’nın şüphesiz en önemli noktalarından.

İstanbul‘a gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilk uğrak yeri, hiç şüphesiz Tarihi Yarımada olmuştur. İstanbul’un en güzel, içinde gezmesi en keyifli bölgesi Tarihi Yarımada desek yanlış olmaz.

Osmanlı klasik mimarisinin ve Bizans mimarisinin neredeyse tamamı buradadır. Her metresinde tarihle karşılaştığınız, zamanın binlerce yıl arasında durmadan geçişler yapar.

Eminönü, Sirkeci, Sultanahmet ve Ayasofya Çevresi, Kapalıçarşı ve Hanlar, Beyazıt, Laleli, Aksaray, Süleymaniye, Zeyrek, Vefa oradan Fatih semtinin iç kısımlarına doğru inen güzergahı sınır kabul ederek Tarihi Yarımada’da gezilecek yerler noktasında turumuza başlayalım.

Dünya tarihinin yaşayan en önemli tanıklarından biri olan İstanbul’un Tarihi Yarımada’sına hoş geldiniz.

İstanbul Tarihi Yarımada Gezilecek Yerler Listesi

1. Eminönü ve Sirkeci

Eminönü Sirkeci gezilecek yerler

Eminönü, Tarihi Yarımada’da görmeden dolaştığımız yerlerden. Tarihi Yarımada’da gezilecek yerlerin ilki Eminönü Meydanı ile başlıyor. Her gün binlerce insan geçer Eminönü’nden. Vapur hattı trafiğinin, klasik boğaz gezisi yapan gemilerin ve İstanbul’un birçok yerine giden otobüslerin sefer noktası yine burasıdır.

En güzeli Eminönü sokaklarında kendini kalabalığa bırakmaktır. Yol ayrımının sağa mı, sola mı gideceğini düşünmeden hareket edip ilginç ürünler satan dükkânlara baka baka gezersiniz. Kalabalığın yorduğu anda ise Sirkeci Tren Garı’na girip eski peronun oradaki banklarda oturup kafa dinlemek ayrı bir zevktir. Öte yandan Sirkeci Garı günümüzde çeşitli festivallere ev sahipliği yapmaktadır.

Mısır Çarşısı‘ndan mutfağınızda muhteşem sofralar kurmak için gereken tüm baharat ve malzemeleri tedarik edebilirsiniz. Ama çarşıya girmeden önce geleneği bozmayanlardansınız, Yeni Cami önündeki güvercinlere yem atarak tura başlayabilirsiniz. 1 Lira verip bir kap yem alabilir ve çektirdiğiniz hatıra fotoğrafınızla gezinize anlam katabilirsiniz. Ne de olsa tarihi yerler asla gündemden düşmüyor, tam tersi hep revaçta oluyor.

Yeni Cami’yi keşfettikten sonra günümüzde yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan Mısır Çarşısı’na girebiliriz. Her çeşit baharatı bir arada bulmak mümkün.

Yeni Cami’nin külliyeleri içinde yer alan Mısır Çarşısı’nda, eskiden Mısır’dan ve özellikle Kahire’den gelen mallar ve baharatlar satılırmış. Ayrıca İstanbul’a gelen turistlerin evlerine götürebilecekleri her türlü hediyelik eşya da buradaki dükkânlarda satılıyor.

Mısır Çarşısı istanbul

Mısır Çarşısı’ndan çıkıp Yeni Cami’ye yakın bir konumda olan Sirkeci sizleri bekliyor. Sirkeci’de gezilecek yerlerin başında Büyük Postane binası geliyor.

4 kattan meydana gelen ve Çini İşlemeciliği ile Osmanlı tarzında mimarisi ile ön planda bulunan Büyük Postane binası 20. yüzyılların başında yapılmış. Ulusal mimarinin önemli isimlerinden Mimar Vedat Tek tarafından inşa edilmiş.

Sirkeci’de bulunan Büyük Postane ve içerisinde bulunan müze hafta içi her gün hizmet vermektedir. Büyük Postane ve müze, hafta içi her gün 08:30 ile 17:00 saatleri arasında açıktır. Bu tarihi Büyük Postane ve içerisinde yer alan müze hafta sonları hizmete kapalı durumda bulunmaktadır.

Sirkeci İstanbul
Sirkeci Garı

Osmanlı Devleti’nin sadrazam makamı ve yönetim merkezi olan Babıali’nin yer aldığı Cağaloğlu’na uğramadan olmaz.18. yüzyıldan itibaren özellik kazanmış bu bölge Osmanlı bürokrasisi, sadrazamlık mensupları ve paşaların yaşadığı bir bölge halini almış.

Konum olarak Yerebatan Sarayı’nın biraz ilerisinde kalan Cağaloğlu Hamamı, aralarında Alman İmparatoru II. Kayzer Wilhelm ve Mısırlı aktör Ömer Şerif gibi birçok ünlü ziyaretçiyi ağırlamıştır.

Bir yanda balık-ekmek yiyebileceğiniz deniz kıyısına sürüklenirken, trafiğe kapalı olan Hocapaşa Sokak gelir aklınıza. Bölgenin lezzet düşkünlerinin uğrak yeridir burası.

Birçok esnaf lokantasının hizmet noktası Hocapaşa Sokak’ta yer alıyor. Sokakta; köftecisi, pidecisi ve yerel lezzetlerin yanı sıra uzun yıllardır aynı sokakta hizmet veren dönercileri yan yana sıralanıyor.

2. Sultanahmet ve Çevresi

Sultanahmet İstanbul

İstanbul’da gezilecek yerlerin en önemli yeri Sultanahmet Meydanı‘dır. Kentin turizme açılan en büyük kapılarından biri olan Sultanahmet, İstanbul’u her sabah şehrin ortasından yükselen ezan sesi ile uyandırır.

Güneş önce buraya altı minareli mabedden çevreye süzülerek doğar. Payitaht kentine yolu düşenler önce onu Sultanahmet Cami‘sini görmek ister. En son onunla vedalaşır.

Bu meydan tarih boyunca farklı isimlerle anılmış. Romalılar buraya Hipodrom Meydanı demiş. Osmanlılar At Meydanı demiş ve cirit müsabakalarını burada yapmış. Hatta Osmanlının en namlı sadrazamları konaklarını genelde buralara kondurmuş.

Pargalı İbrahim Paşa yada bizim bildiğimiz adıyla Makbul İbrahim Paşa meşhur Sadrazamın konağı halen meydandadır. Geçmişin sarayı, günümüzde Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet vermektedir. Giriş ücretinin 25 TL olduğu müze tatil günleri hariç her gün açıktır. Müze kartı ile yıl içerisinde sınırsız giriş yapabilirsiniz.

Meydanın en belirgin yapısı da Sultanahmet Camii… Ayasofya’nın tam karşısında bir mimari mücevher gibi duran Sultanahmet Camii, aralarındaki benzerliklere rağmen Ayasofya’dan yaklaşık bin sene sonra yapılmış.

Sultan I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılan cami, mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileri ile yapıldığından Avrupalılarca Mavi Camii olarak adlandırılmış. Sultanahmet Camii, Ayasofya’nın 1934 yılında camiden müzeye çevrilmesinden sonra İstanbul’un ana camisi pozisyonuna gelmiştir.

istanbul tarihi yarımada gezilecek yerler Sultanahmet Meydanı

Sultanahmet meydanına gelen herkesin dikkatini en çok çeken, şüphesiz Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş’ın olduğu alandır. Tarihi Yarımada’da gezilecek yerlerin en başında yer alan Sultanahmet Meydanı’nda sırasıyla incelediğimizde Dikilitaş’ın hikayesinin aslında Mısırda başladığını öğreniyoruz.

Mısır’da bu taş yer altı yatağından çıkarıldığında tarihler M.Ö. 1500 göstermekteydi. Dikilitaş hem sahibi olan Mısırlılar, hem onu getiren Romalılar için hüküm, güç ve galibiyet demektir. Ancak hepsi dünya sahnesinden çekildi, geriye ihtiyar bedeni bir taş parçasından ibaret olan bir yapı kalabildi. İşte bu yüzden Dikilitaş’a ne zaman giderseniz gidin, duyabilenler için dünyanın geçiciliği hakkında bir öykü fısıldamakla meşgulken bulursunuz.

Dikilitaş’ın hemen yanında, ilk bakışta dikkat çekici bir yanı yokmuş gibi duran Yılan Sütun üç demir parçasının burgu halinde bir araya gelmesiyle oluşturulmuş. Yılan Sütun sembolü ve diğer sembollerin gerçek yüzüne biraz zaman ayırıp, dikkatle bakıldığında hiç kuşkusuz bizleri binlerce yıl tarihi mecraya götürecektir. Bu anıtın sembolik değeri ise Perslere karşı birlikte hareket eden Yunan şehir devletlerinin birleşmesini temsil etmesidir.

Günümüzde Yılanlı Sütun’un görüntüsü ilk halinden oldukça farklıdır. Yılanların iki kafası ve başları üzerindeki kazan uzun aramalara rağmen bulunamamıştır. 19 yüzyılda yapılan bir kazıda yılan başlarının bir tanesi bulunmuştur ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Meydanda bulunan eserlerin sonuncusu olan Örme Dikilitaş, 32 metre uzunluğundadır. Hipodromda yarışan atlılara dönme işareti veren bu eser onarıldığında bronzla kaplanmıştı. Ancak Latin istilası sırasında bu bronzlar sökülmüştür.

Sultanahmet Yılanlı Sütun İstanbul

Sultanahmet Meydanı’nın hemen kuzeyinde yer alan bir çeşme gözünüze çarpar. Alman İmparatoru II. Wilhem’in, Sultana ve İstanbul’a hediye etmiş olduğu Alman Çeşmesi‘dir. Meydanda ki en yeni eser zarif mimarisi ve mozaiklerle dikkat çeker. Çeşme, Almanya’da yapılmış ve 1901’de İstanbul’daki yerine monte edilmiştir.

tarihi yarımada’da gezilecek yerler Alman Çeşmesi
Alman Çeşmesi

Sultanahmet’te gezilecek yerler arasında; Küçük Ayasofya Camii, Soğukçeşme Sokağı, Dede Efendi Evi ve Vakıflar Halı Müzesi gibi birbirinden güzel diğer mekanlar ziyaretçilerini yıllardır ağırlamakta.

Tüm bu eserleri gezdikten sonra Sultanahmet ve çevresinde sevdiklerinize, hediyelik eşya satın almak istiyorsanız, Sultanahmet doğru yer. Geleneksel hediyelik eşya ve takı ürünleri satan çok sayıda mağaza var.

Sultanahmet ve çevresinde bütçenize uygun çok sayıda otel ve pansiyon bulunmaktadır. Meydanın her bir sokağında ve Beyazıt’a giden cadde boyunca yer alan kafe ve restoranlarda tamamen Türk ve dünya mutfağından lezzetleri tatmak mümkün. Günün yorgunluğunu atmak ve yemek için meşhur Sultanahmet Köftecisi ilk tercihiniz olabilir.

Sultanahmet ve çevresinde gezip görülecek yerler hakkında detaylı bilgi ve fotoğrafları Sultanahmet Gezilecek Yerler başlıklı yazımızda okuyabilirsiniz.

3. Ayasofya ve Çevresi

istanbul tarihi yarımada gezilecek yerler ayasofya

Kubbeleri gökyüzüne ulaşan bu muhteşem yapı dışarıdan kusursuz görülür, ama bununla kalmaz. İçerisindeki incelikler ve sanatla işlenen ayrıntılar ziyaretçisinin hayretini hep ayakta tutar.

Roma imparatorları kendiden önceki diğer imparatorlardan daha büyük olduğunu göstermek için büyük yapılar yapmak isterler. Her imparator kendi büyüklüğünü göstermek ister. İşte Jüstinyanus Ayasofya’yı gerçekten özenerek yaptırmıştır.

Mozaiklerine ve çağımız insanının bile hayrete düşüren büyüklükteki kubbesine hayran kalacağınız yapı, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı ve Yerebatan Sarnıcı’na birkaç adımlık mesafede yer alıyor.

İmparator Jüstinyen’in emriyle inşa edilen Ayasofya, dünyadaki en önemli mimari yapılardan biri olarak kabul ediliyor. 10 bin işçi ve 100 ustanın yapımında çalıştığı yapı, dönemin en önemli iki mimarı tarafından tasarlanmış.

Ayasofya’ya giriş ise yaz ve kış aylarında değişmektedir. Müze Kartı olmayanlar gişelerden temin edebilirler.
•Ayasofya Giriş Ücreti: 40 TL
•Yazın Açılış ve Kapanış: 09:00 -19:00
•Kışın Açılış ve Kapanış : 09:00- 17:00

İstanbul Ayasofya iç görünüm

Ayasofya’nın heybetinin her bir açıdan farkına varacağınız en iyi yerler binanın üç tarafı boyunca uzanan galerileri. Galerileri destekleyen ve Marmara Adası’nın beyaz mermerinden yapılmış olan sütunların üstündeki Bizans işi başlıklar, İmparator Jüstinyen ve eşi Theodera’nın isimleri ve unvanlarının baş harflerini taşıyor. Rampayı çıkıp galeri gezmenin en büyüleyici yanı buradaki eşsiz mozaikler.

Ayasofya freskler

Ayasofya’yı tanıdıktan sonra bir kapıyı kapatıp çıkmış gibi hissederseniz kendinizi. Şehre, tarihe, kadim medeniyete açtığınız kapı zihninizde bir çok iz bırakacaktır. Her ne kadar Ayasofya’nın devasa kapısından çıksanız da aklınızın bir yanı hep burada o kapının arkasında gördükleriniz de kalacaktır.

Ayasofya çevresinde ki en önemli yapılardan biri de “Sultan Türbeleri”… Girişin hemen sağ tarafında orijinal olarak yapılan ama daha sonra Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim’in türbeleri haline getirilen binadır. Osmanlı Padişahları ve ailesinin bir çok ferdi burada yatmaktadır.

Aya İrini Kilisesi, Topkapı Sarayı’nın dış avlusunda ve sarayı çevreleyen surların içerisindedir. İstanbul’un en eski kilisesidir. İmparator Konstantin tarafından 330 yıllarında yaptırılmıştır. Roma dönemine ait bir pagan mabedinin kalıntıları üzerine kurulan Aya İrini, 532’deki Nika ayaklanması sırasında yıkılmıştır.

I. Jüstinyanus’ün yeniden yaptırdığı Kilise, aradan geçen zamanda depremler ve isyanlar görmüş tahrip olmuştur. Yapılan onarımlar sonucu günümüzde son şeklini alan Aya İrini, günümüzde müze olarak kullanılmasının yanında çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Aya irini Kilisesi istanbul

Dünya’nın en önemli müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Osman Hamdi Bey’in yirmi dokuz yıl süren büyük çabaları sonucunda Dünya’nın sayılı müzeleri arasına girer. İki kat olarak gerçekleştirilen bugünkü müze binası 1891’de yapılmıştır. Giriş kısmı üçgen alınlıklı ve dört sütunlu antik bir tapınak cephesine benzetilmiştir.

İstanbul’un Neo Klasik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de müze binası olarak planlanarak yapılmış ilk binasıdır.

Geniş merdivenlerle ulaşılan giriş dörder sütun üzerinde yükselen alınlıklar muhteşem bir görüntü verir. Müze’de Balkanlar, Afrika, Anadolu ve Mezopotamya’dan Arap Yarımadası’na ve Asya’ya kadar, Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait yüzlerce eser bulunmaktadır.

Arkeoloji Müzesi Pazartesi günleri kapalıdır. Bir yıl boyunca müze kartı ile sınırsız ziyaret edebilirsiniz.
•Giriş Ücreti: 20 TL
•Yazın Açılış ve Kapanış: 09:00 – 19:00
•Kışın Açılış ve Kapanış: 09:00 – 17:00

istanbul arkeoloji müzeleri

Yerebatan Sarnıcı, şüphesiz İstanbul’un yerli ve yabancı turistlerce en çok dikkat çeken yerlerinden birisi. Tarihi Yarımada’da Sultanahmet Meydanı’nın yakınında ki Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en büyük sarnıçlarından ve mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Sarnıcın giriş ve çıkış saatleri diğer ören yerleri gibi değişiklik göstermektedir.

tarihi yarımada gezilecek yerler Yerebatan Sarnıcı

Haftanın her günü açık olan Yerebatan Sarnıcı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından işletildiği için müze kartı geçmemektedir.
•Giriş Ücretleri: Türk Vatandaşları 5 TL – Turistler: 10 TL
•Yazın Açılış ve Kapanış: 09:00- 18:30
•Kışın Açılış ve Kapanış: 09:00 – 17:30

4. Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı İstanbul

Geniş yolları, mermerden çatıları, bahçeleri ve Haremiyle çok özel bir yerdir Topkapı Sarayı. Tarihi Yarımada’yı anlamak için İstanbul’da gezilmesi gereken önemli müzelerden biridir. İstanbul’un birinci tepesinde bulunan saray, aynı zamanda şehrin en eski yerleşim yerlerinden birine kurulmuştur.

İstanbul, tüm ihtişamı ile imparatorları büyülemiş ve hepsi Tarihi Yarımada’ da bir “ev” yaptırmış kendisine. Fatih Sultan Mehmet, bugünkü Topkapı Sarayı’nın olduğu bölgeyi gördüğünde, buranın stratejik bir yer olduğuna karar vermiş.

1459’da inşa edilen saray; köşkler, daireler, setler ve çiçek bahçelerinden oluşmuş. Dördü kara tarafında, üçü de deniz tarafındaki surlarda toplam yedi kapısı ve Yedi yüz bin metrekarelik bir alana yayılan Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Aya İrini’yi de birinci avlusunda barındırıyor.

Topkapı Sarayı istanbul tarihi yarımada gezilecek yerler

Salı günleri hariç her gün ziyarete açık olan Topkapı Sarayı’na Müze Kart ile bir yıl boyunca sınırsız ziyaret edebilirsiniz. Hemen hatırlatayım, müze ve ören yerleri dini bayramların birinci günü saat 13:00’e kadar kapalıdır.
•Giriş Ücreti: 40 TL
•Harem Bölümü: 25 TL
•Yazın Açılış ve Kapanış: 09:00-19:00
•Kışın Açılış ve Kapanış: 09:00-17:00
•Harem Bölümü Giriş Ücreti: 25 TL (Müze kartı harem bölümünde geçerli değildir.

5. Beyazıt Meydanı ve Çevresi

Beyazıt istanbul tarihi yarımada gezilecek yerler

Beyazıt Meydanı, Sultanahmet’ten Beyazıt istikametinde; Divan Yolu’nun sona erdiği, tramvay yolu üzerinde oldukça merkezi bir konumda turistlerin ve İstanbulluların sık ziyaret ettiği bir alışveriş semti desek yanlış olmaz.

Kapalıçarşı ve Sahaflar Çarşısı da buradadır. Özellikle yabancı turistler için olan sayısız giyim mağazası ile 24 saat canlıdır. Bugünkü Beyazid Meydanı ve çevresi Bizans döneminde, kentin en büyük meydanı niteliğini taşırdı.

Fatih Sultan Mehmet tarafından Eski Saray’ın yaptırılmasıyla bir saray meydanı niteliği kazandı. Yıllarca kendi kaderine terk edilen Beyazıt Meydanı’nda ilk düzenleme, Abdülaziz döneminde yapıldı. Osmanlı döneminde ise bir saray meydanı olan bugünkü Beyazıt Meydanı İstanbul’un kent imgesini oluşturan temel öğelerden biri.

Meydanın hemen yan tarafında bulunan Beyazid Camii Sultan II. Beyazid tarafından yaptırılmış, İstanbul’un önemli camilerindendir. Beyazıt Meydanı’nda gezilecek müzeler arasında yer alan Türk Hat Sanatları Müzesi, II. Beyazıt Külliyesi bünyesinde, Beyazıt Medresesi içerisinde yer almaktadır.

Beyazıt Kulesi de tarihi yarımadaya hakim bir konumda bulunan önemli kulelerden birisi… Akşamları hava durumunu gösteren kule ışıklarıyla İstanbul’a ayrı bir güzellik katmaktadır. Beyazıt meydanı yakınında bulunan Sahaflar Çarşısı da İstanbul’un en önemli kitapçılarından…Burada en eski sahaf dükkanları, ikinci el kitaplar, antikacılar ve sokak seyyarlarını bulabilirsiniz.

6. Kapalıçarşı ve Hanlar

Kapalıçarşı İstanbul

Beyazid Meydanı ve çevresini kaplayan Kapalıçarşı, Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’u aldıktan sonra şehir de çarşılar, dükkânlar, hanlar, hamamlar ve camiler yapılmasını emretmesiyle ortaya çıkan eserlerden biridir.

Başlarda, Ayasofya’ya gelir sağlaması amacıyla kumaş satılmak için kurulmuş, sonrasında ise kıymetli eşyanın alımına ve satımına tahsis edilmiştir.

Her devirde insanlara ilham olan Kapalıçarşı, yabancı seyyahların ve Evliyaların kitaplarında bir peri masalı gibi tasvir edilirken, ünlü ressamların fırçalarında ise bin bir gece masalları gibi hayat bulmuş.

İçerisinde altmışaltı sokak, yirmi dört büyük kapı, on altı büyük han, iki bedesten, bir hamam, beş çeşme, iki cami, on medrese bulunmaktadır. Yüz doksan yedi çeşit farklı ürün bulunduran çarşı, kırk beş bin bin metrekarelik alanıyla Dünya’nın en büyük kapalı çarşısı unvanına sahiptir.

Kapalıçarşı’ya ulaşım son derece basittir. Beyazıt – Kapalıçarşı tramvay durağında indiğinizde hemen Çarşıkapı’yı görüyorsunuz. Farklı bir güzergah olarak önerim, Çemberlitaş’tan Nuruosmaniye Camii avlusuna çıkan, oradan üzerinde Osmanlı arması olan muhteşem Nuruosmaniye Kapısı’na ulaşmak mümkün.
•Kapalıçarşı açılış ve kapanış saatleri: Pazar günleri hariç 08.00-19.00 saatleri arasında açıktır.

7. Laleli ve Aksaray

Laleli Aksaray

İstanbul turumuzun Laleli ve Aksaray durağındayız. Laleli, Beyazid ile Aksaray arasında sur içi İstanbul’unun ana aksı olan Ordu Caddesi etrafında asırlardır bir uzar bir kısalır.

Günümüzde Laleli’de birçok tekstil firması bulunmaktadır. Bu firmalar Rusya ve Doğu bloku ülkelerine giyim eşyası ihraç etmekteler. Burada yapılan ticaret hepimizin duyduğu bavul ticareti olarak bilinir.

Laleli’de gezilecek yerlerin başında Laleli Külliyesi yer alır. Cami, imareti çarşı, dükkânlar, çeşmeleri sebil ve türbeden oluşmakta. Laleli camisi ve külliyesi Türk mimarisinde önemli bir yere sahiptir. Rus ve İranlıların çoğunlukta yaşadığı semt, geçmişin izlerini sokaklarında yaşar. Dönemin Bizans kiliseleri, Fenari İsa ve Bodrum yapıları Laleli’nin camiye dönüştürülmüş kiliseleridir.

Aksaray istanbul

Laleli’nin devamındaki Aksaray, tarihi kaynaklara göre İshak Paşa, İç Anadolu’daki Aksaray ve çevresini ele geçirdikten sonra bölge insanlarının İstanbul’a yerleştirildiği bölgeye Aksaray adı verilmiştir. İşte bu yöre Vatan Caddesi ve Millet Caddesi’nin kesiştiği noktasında yer alıp İstanbul’un en tanınan semtlerinden biri haline gelmiştir.

Unkapanı, Fatih, Beyazid, Fındıkzade ve Yenikapı semtleri ile çevrilmiştir. Şehir tramvayı ve hafif metronun buluştuğu bir noktada, Yenikapı Deniz Otobüsü iskelesiyle Topkapı, Taksim ve Beşiktaş gibi semtlere yakınlığı ile İstanbul ulaşımının ana aktarım noktasıdır.

Gün içerisinde Aksaray’da Avustralya’lıdan, Kore’liye, Rus’tan, Afrikalısına bir çok milletten insan görebilirsiniz. Geniş kaldırımları, bisiklet yolları, dükkanları kısacası her şey Aksaray’da hizmet için yapılmış. Hava karardığında bir başka manzara bekler sizi, mahşeri kalabalık artar sokak satıcıları çıkar meydana. Eminönü–Zeytinburnu hattında çalışan tramvaya en çok yolcunun inip bindiği duraklardan şüphesiz.

Laleli – Beyazıt ve Aksaray hattında üniversite dışında tekstile dayalı dükkanlar, iş hanı ve oteller bulunmaktadır. Yemek için esnaf lokantaları tercih edilebilir.

Ayak üstü kebapçılar ve büfeleri meşhurdur. Marmara Denizi ve Adalar manzaralı otel terasları bulunmaktadır. Tüm fiyatlar Sultanahmet bölgesine göre neredeyse yarı yarıya ucuzdur.

8. Süleymaniye Camii ve Çevresi

tarihi yarımada’da görülecek yerler Süleymaniye Camii

Tarihi Yarımada’da gezilecek mimari yapıların belkide en önemli yapısı Süleymaniye Camii’dir. Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük mimarı Mimar Sinan tarafından yapılan Süleymaniye Camii, bulunduğu semt sizi bambaşka bir zamana götürecek.

Camiye ulaşmak için Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattını kullanabilirsiniz. Laleli-Üniversite durağında inip, buradan kısa bir yürüyüş yaparak Süleymaniye Külliyesi‘ne ulaşırsınız.

Kısa bir yürüyüşten sonra ulaşacağımız Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii, İstanbul’un ufkunda tüm görkemi ve gururuyla durur. Yüzyıllar sonra ve daha yüksek inşa edilen binalar bile onun yanında küçük ve önemsiz kalmıştır.

16. Yüzyılda bir padişahına yakışacak şekilde şehrin en güzel ve en büyük külliyesi olarak yapılmış bu mimari yapı aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem’in de ebedi istirahatgahı olmuştur. Süleymaniye’nin cami özellikleri oldukça ilginçtir.

Camiye yakın olan iki minarede üç, diğer tarafında kalan minarelerinde ise ikişer şerefe yapılmış. Minarelerde, toplam 10 şerefenin anlamı, Kanuni Sultan Süleyman’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. Padişahı olmasını temsil etmektedir.

9. İstanbul’un Su Yolu Bozdağan Kemeri Vefa ve Zeyrek

Su Yolu Bozdağan Kemeri

Sessiz sedasız bir semt düşünelim İstanbul’un orta yerinde. Eğer sessizlik içerisinde Tarihi Yarımada’da gezilecek yer arıyorsanız doğru yerdesiniz. Fatih sınırları içerisinde kalan Vefa, Süleymaniye Külliyesi‘nin Zeyrek semtine bakan tepenin üzerine kuruludur.

Semtin Bozdağan Kemeri‘nin Haliç tarafı ile Unkapanı yerleşiminin hemen üst tarafındaki Küçükpazar semti arası Doğu-Batı sınırlarını belirlemektedir. Güney sınırı ise Süleymaniye Vezneciler ile çevrilmiştir.

İstanbul, etrafı denizlerle çevrili olması ve geniş su alanlarına sahip olmasına rağmen geçmişten günümüze hep su sıkıntısı çekmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’a su taşıyan kemerlerin çoğunun tarihi, Roma ve Bizans dönemine dayanmakla birlikte, birçoğuna Mimar Sinan’ın da eli değmiş. Şeyh Vefa Camii ve türbesi, Vefa Lisesi, Atıf Efendi Kütüphanesi, Vefa Kilise Camii ve Recai Mehmet Efendi Sıbyan Mektebi görülmesi gereken yerler arasındadır.

10. Şehrin Geleneksel Yüzü Fatih

fatih istanbul

Fatih, Tarihi Yarımada’nın neredeyse tamamını oluşturmaktadır. Fatih, Tarihi Yarımada içerisinde kurulan ve gelişen bölgenin tamamını kaplayan, İstanbul’un merkezi sayılan bir ilçedir.

Güney Batı’dan Zeytinburnu, Kuzey Batı’dan Eyüp ilçeleriyle, Kuzey’den Haliç, Doğu’dan İstanbul Boğazı ve Güney’den Marmara Denizi ile çevrilidir. Fakat iç kesimlerine ilk kez geliyorsanız şaşırtacaktır sizi; Roma döneminden beri ana cadde olma özelliğini koruyan Fevzi Paşa Caddesi aynı işlevini sürdürmektedir. Her iki tarafı da çok sayıda gelinlik ve abiye elbisesi satan dükkânlarıyla doludur. Bozdağan Kemeri’de buradadır.

Biraz içlere, Haliç tarafına yürüdüğünüzde varacağınız Çarşamba’da ise görünüm farklıdır. Semtteki en önemli eserlerden biri olan Fatih Camii’nin özelliği, külliyesinde İstanbul’daki ilk medresenin açılmış olması. Bizans’a 1058, Osmanlı Devletine 470 yıl hizmet eden Fatih, üzerinde yer alan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserlerle adeta bir açık hava müzesidir.

Öte yandan Fatih Kadınlar Pazarı da acıkanların ve meşhur lezzetlerden tatmak isteyenlerin uğrak yeri. Burası pişen kebapları, yöresel lezzetleri de tanımamıza imkan sağlıyor.

Fatih’te gezilecek yerler açısında etrafındaki bölgeye adını vermiş olan Bizans Sütunu Kıztaşı, Hırka-i Şerif Camii ve daha pek çok eseri sindire sindire gezin; insanoğlunun hayatında dinin ve sanatın ne kadar iç içe geçtiğini anlatacaklar size.

İstanbul seyahatinizde gezip görmesiniz gereken tüm önemli yerler hakkında bilgi ve fotoğrafları İstanbul gezilecek yerler, konaklama konusunda genel bilgi ve otel tavsiyelerimizi ise İstanbul’da nerede kalınır? başlıklı yazılarımızda okuyabilirsiniz.